hastalık bir baska rafım

Posted: 26 Ocak 2011 Çarşamba by wildceno in
0

karaoğlan söylerde güzel olmaz mı

ne güldüm ya akşam akşam, şukela bişey http://bit.ly/e4JeAb tamamı da fena değil

bir an önce F klavye ihalesine bizdemi karışsak napsak http://bit.ly/hJmM3p

Geniş ufku ve düşün gücüyle Türk milletine ve dünya ya emek ve değer katmak isteyen vatan kalemine saygılarımızla.



ekşi sözlükte artık eskisi gibi değil, eleştirmeler eleştrimek değil, espiriler espri değil, verilen ayarlar ayar değil. ekşi sözlüğün tamanına artık zamanın ötesinde deyip rafa doğru itmek istiyorum.

bir sıcak çorba yapın da getirin daaa
(direk gelen yorum) -git bi tane küçük hazır tavık çorbası al . çeyrek tavuk buryon, biraz tuz. e sonra iç da ?

sevgilinin burcunu söyle seni nasıl terk edeceğini söylesinler http://bit.ly/gUSGAG

vatandaşın biri film yapmış bende reklam yapim belki para virir http://bit.ly/dW3Tea

genç olmak bir başka moruk http://bit.ly/gozTWz

gözünü sevdiğimin twitter ı yaw çok şükela oldu bu. hata choq şhukela

bugünüde gördüm ya artık hayatta her ota boka inanıyorum. kırmız kara değil. havada yürüdüğünü söylesen inanırım .. oh yess hasta olsamda keyfim yerine geldi la

aklıma geldi de ; yeni parola bundan sonra, moruk tatile çıksın olsun muya?

adam kırkyıllık voltage standing wave ratio ya veseviri dedi, dalgalandı dünya

birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şugünlerde.burnumun asli görevini terk edip salgılama işine girişimesini kınıyorum, ve sesleniyorum; "bunlar kağıt medil firmalarının kirli ayak oyunları, amerika var arkasında. gel asıl işine dön".

enterasan bir yazgı

Posted: 22 Ocak 2011 Cumartesi by wildceno in
0



şöyle bir parçayla karşılayayım seni

sabah keyfi hipotezi: sabah keyfinin uzunluğu üst komşunun topuk sayısının karesiyle ters orantılıdır.
sabah keyfinin kalitesi ise; tüm komşuların çocuk sayının box muller transformationı ile elde edilir, ana dişilerin ses şiddetlerinin desibel cinsinden ortalaması ile attenuate eder.

meğer tanıdığım insanların çoğu gizli feministmiş.

annem: deprem olmuş moruga sor bakalım bişey varmıymış
ablam: sence morug depremi duymuşmudur
annem: yooo, duymaz o
ablam: eee


Türk Kahvesi yapamamamı Türkiye'de kahve yetişmemesine bağlıyorum

32Mb gelmesi gereken yere 1bit gelince transmisyonda sıkıntı var dersek, o gariban 1 bitin hakkını yemiş olmazmıyız. 32M arasından sıyrılmış çıkmış başarmış ama sen o başarıyı taktir etme, vay arkadaş.

gözlerin bana getiriyor baharı,
açan hiç bir çiçek tanımıyor seni,
aniden belirip dileklerim oluveriyorsun

bak böylede uğurlayayım hoşcakal

duvardan duvara

Posted: 19 Ocak 2011 Çarşamba by wildceno in
0

facebook online sayısı rekora koşuyor bugun. ne bu kalabalık dağlın olm

kim demiş okulda öğrendikleriniz çalışırken lazım olmaz diye: sandalyede yatma teknikeri, ayakmasada uyuma terminolojsi.

bir yat almanin zamani gelmiste geciyo

bırakın su afilli sözlerle tribünlere oynama işini

tıpbın son mucizesi aile hekimliği sistemi.sisteme hoş bakışımı iletmeden önce tüm sağlık sistemi yan elemanları (eczacılar reprsantlar hemşireler ebeler hasta bakıcılar) öldürüp konu üzerinde ne kadar kararlı olduğumu göterdikten sonra tüm aile hekimlerini gece saat 12 de dr drakulanın masasına servis edeceğim.

POKE'rim hepinizi POKE'rim. cüneyt facebooka gelirse.

gece 12 de işten çıkıp, sabah 8 de işe tekrar gelince, hayat bir başka güzel.

çok heyecanlı, eli ayağı titreyen dostlarımız belki hayatı dolu dolu yaşıyor. bayılıyorum onlara, gadasından aldıklarım

Organizasyon yaptık, uyuya kaldık gidemedik iyimi :s

sabah keyfi hipotezi: sabah keyfinin uzunluğu üst komşunun topuk sayısının karesiyle ters orantılıdır.
sabah keyfinin kalitesi ise; tüm komşuların çocuk sayının box muller transformationı ile elde edilir, ana dişilerin ses şiddetlerinin desibel cinsinden ortalaması ile attenuate eder.



son olarak gitmeden şunlara bir göz at bence.

haftalık

Posted: 8 Ocak 2011 Cumartesi by wildceno in
0

şunca yıllık öğrencilik geçmişim var şu cevap hiç aklıma gelmedi diye yanarım


mustang ile işe mi gelinir arkadaş ya?

a) olsada gelsek...
b) ben kamyonla geliyom bmc fatih
c) param olsun bende chargerla gelicem

arada öğrenci olasım geliyor. böyle absürt fantezilerim var. zaten öğrenciliğinde birtek fantezisi güzel.

boeing karşılığı Türk astronot uzya gidince bizde mi uzaya gitmiş sayılacaktık anlamadım ki ben.
+şimdi sen bu boingi en son kaça bırakıon
-45bin olur sana, yabancı değilsin
+30 binden fazla vermem
+40 bin ver oda gelişine, sırf senin güzel hatrın için
-35 bin veririm, bizim oğlanıda uzaya götürürsün.
- tamam ama birde yanak alırım.

lütfen sipariş verdiğiniz boingler için ödeme yönteminizi seçiniz.
-pay&pal
-click&buy
-multinet
-uzaya turist götürme
-öpücük

iş bankasının doğumgünümü kutlayan mailine "eyvallah rafımi gözümsün, hadi öptüm kib" yazıp yolladım.

cevap gelmedi. gerçi banka hesabımı kontrol etmedim ama. maili alan kesin bir kızdı, çok teşekküler tatlı bayan diye yazsaydım keşke.yoksa bir erkek bu maili alsa kesin cevap yazar

o değilde, burger kingle aramızda gereksiz bir samimiyet oluştu. adamlar artık bana çağrı atıyorlar. varmı böyle bir uygulama.

şöylede bir video var uyarim

"...
gazete - yanlız bu durumda 2 mikyar insan sizinle aynı fikirde değil.
markus - insanoğlunun çılgınlığı sınır tanımıyor.
..."

facebook' a sağdan soldan copy paste yapıp kendinizmiş gibi yazmayın aynısını 25-30 kişi paylaşınca komik oluyorsunuz hepiniz. şeker şeyler sizi

muhteşem yüzyıl kareografisi

Posted: by wildceno in
0

bir televizyon kanalında bir dizi başlamış muhteşem yüzyıl. bir televizyon kanalı çünkü hangi kanal bilmiyorum. arkadaşa gitiğim bir gün denk geldiğim için izledim zaten televiyonla işi olmayan biriyim.

neyse neşeli dostlar, olay kanuni döneminde geçmekte ve kanuninin hatun çetelesini tutmakta.
dizi lise tarih kitaplarında okuduğu hürrem sultan ve kanuni olaylarından etkilenen senaristin aklına gelenleri hunharca kağıda ve film şeridine katarmasından vuku bulmuş.

zırvadan ibaret sarayda küre dünya bulunuyor buda yetmiyor ve küredeki harita çok güncel :D sarayda elektrikli avize bulunuyor vs vs. dizide pek çok absürt sahne var. ben dirayet gösterip yazmaya kalksam sen göstermeyip okumazsın zaten, ondan ben peşinen yazmayayım. ders kitaplarında bulunan 3-5 satırı kopyalamışlarki hani tarihi olaylar temel alınmıştır demek için.

Şu link altında bir eleştiri videosu bulunmaktadır.

benim zoruma giden ise, neden osmanlıya bunca sahip çıkmak?
Türk gençliği Atatürkün kurduğu Cumhuriyeti bu denli savunmazken, kanuni biraz farlı anlatılıd diye daha fragmanından eleştirmeye başlanmaktadır.

yukardaki 2 kişi bilir kişi konulurken. onlar da diziden daha fazla saçmalamaktadır. hürrem sultan II. selimin anası Aleksandra Lisowska dır ve kendisinin kırım tarafından osmanlı sarayına hediye edildiği ve burda iyi bir eğitim gördüğü (harem osmanlıda eğitim görevinide yerine getiriyordu (endurun)) güzelliği ve zzekası ile kanuninin gözdesi olduğu bilinmektedir. ayrıca harem tamda kanuni döneminde osmanlı sarayında kurumsallaştırılmıştır. tamam kanuni büyük bir devlet adamı idi ama bu onun zevklerininin peşinde koşmasına engle değil, diğer padişahlar gibi zevk düşkünüdür.

ayrıca orda 46 yıl gecesini gündüzünü bu devlet için harcamış gibi bir söylem var. kanuni osmanlı padişahıdır. biz Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşıyoruz. kanunin kazandıklarını torunları kaybetmiştir. kanuni kazandı diye alkışlıyorsanız torunlarıda kaybetti onalrıda asmalısınız, birini asmıyorsanız diğerini göklere çıkartıp sahiplenmenin gereği yok. ayrıca zaten osmanlı devleti Türkler tarafından kurulmuş bir devlet olmasına rağmen. bir Türk devleti değil, müslüman devletidir.

onu savunurken o bir halifeydi (diğer padişhalar için de geçerli) şeklinde savunmalar da bu yüzdendir. osmanlıya edilen laflar aslında Türklüğe değil o dönemki islami yaşama vurulmaktadır. yukardaki videoyu hazırlayanlar, zamanın halifelerinin zevk sefa düşkünlüğünü kabul etmemektedir, harem gibi bir kurumu yaratan ve lale devrini yaşayan osmanlı için zevkine düşkün değildi diyenlerin zevk anlamı acaba buzlu bademmidir. başka ne yapılmalıdır?
tabi kanuninin yaşadığı dönemde yaptığı devlet adamlığı adına bir tarih yadığı gerçektir. ama madolyonun 2 yüzünü görmek bazılarının işine gelmiyor.

sonuç: dizi saçma, ama kanuni de zevk düşkünüdür.

kıvama karşı

Posted: 2 Ocak 2011 Pazar by wildceno in
0

varya kosakoca 2010'u bir kalemde silip attınızya, nasıl üzülmüştür nasıl alınmıştır. "one minüt, birdahada gelemem buraya" dememişmidir. oysa napmak lazım onunda gönlünü almak lazım. bu arada farkındamısın nekadar çok yıl israf olup kayıplara karışıyor. oysa şunu biraz temiz kullansak hoş tutsak bir girdiğimiz yeni yılı 2-3 sene kullansak güzel olmazmı. yada eğlenceyi kesmesek devam edip 2 yıllık eğlenip direk bir sonraki yıla girsek nasıl olur? tartışınız.

internet sitelerine giriş yaptıktan sonra ekrana gelen "lütfen bekleyiniz yönlendiriliyorsunuz" yazısı nasıl bir kendini kasmadır. nasıl bir olaya sanat katma efektidir. bak biz biliyoruz bu kod yazma işini adamıda böyle bekletiriz gerekirse, akkıllı ol almim aklını demenin formatıdır. bir de tarayıcında çalışmaz senin ezik burayada tıkla geç hadi, öğrenci indirimi var bak burda, senide düşündüm deyip ezmeye çalışmaktır. sen kimsin ulan. koysana direk geçisi. taksici gibi 2-3 safa dolandırıyosun bizi.

yeni yılın gününde saat 8de iş başı yapmak varya, düşün bir nasıl ayarlara gelmektir. hele o soğuğa kalkıp hazırlanmak. yılın uyuma yüzdesi en yüksek olan saatinde sen kalakacaksın düşünsene dünyanın %85 i o saatte sıcacık yatakta uyuyor.

bir ara internette bir kız ile tanışmıştım. ben kaset çıkaracam şarkıcıyım herşey hazır, kayıtları falan tamamladık diyordu. sonra söylediği bir parçayı dinlettirdi beğenmeyince. çemkirmeye başlmıştı, noldu acaba o merak ettim şimdi?

internet demişken bir arada adı kiwie yada öyle bişey olan bir chat sitesi vardı. karşıda konuştuğunun nickini veya kim olduğunu bilmiyordun site rast gelen sana atıyordu. burda bir kızla tanışmıştım. sonrada onu sitenin sahibi benim aslında diye girdim oalya offisiniz nerde diye sordu miami de dedim. aslında öyle bişey yok herkesle ben farklı kişiymişim gibi konuşuyorum dedim. inandı zavallı sonra bir sürü şey sordu bende yazdım hikayeyi. ama sorna diyemedim acıdım o hikayeyle farklı ufuklara açıldı o geri döndürmek istemedim.

bu arada internette tanıştım nekadar garip birşey, yok öyle tanışma falan spontene muhabet işte. netten konuştuğum kişilere tamah etmişliğim yok liseden beri. buda takriben 7 seneye denk geliyor.

netten değilde telefondan tanıştığım 3 kişi var, güzel insanlar olduğunu düşünüyorum. işim gereği telefonla çok muhabbet ediyorum. istanbul bölgeden erhan, dinçer, izmir bölgeden hasan osman ve baykal. 10 numara çalışanlar.

artık bir çırpıda yazmıyorum hepsini, ara koyuyorum aralara. biraz tiwit tadında yazmak istiyorum. böyle üstü antep fıstıklı altı antakya peynirli künefe gibi.

bu arada eurovisyonda belki üstümüzden neler geçer.

kırk yıllık parçayı piç etme yöntemleri -1: benim en iyi içkim sigaram, la la lay lay la
( iç ses: bir yerde bir gariplik olduma ama bover) onlarda olmasaydı olurdu param...

bu arada işe kırmızı mustang ile gelenler var. buda yapılmaz ki.

bakın burda da kıvama uygun bişeyler var




mayk ve cimi

Posted: 23 Aralık 2010 Perşembe by wildceno in
0


ıslanmaya başlayan sokağın köşesinde arabanın içinde oturan iki kişi vardı. ön koltukta oturan cimi, -ki kendisine cimi denmesinden hoşlanmazdı bay siyah denmesini istiyordu ama bu isteğini küçük kardeşinden başka ciddiye alanda yoktu. zaten kardeşi de para isteyeceği zaman bay siyah derdi,- daha gençti mayk a göre. cimi bugünkü olaylara hiç anlam veremedi. cimi'ye göre tüm bunların hiç bir gereği yoktu. fakat mayk onun düşüncelerini pek önemsemezdi ama cimi'yi severdi kollardı. öyle saçma biriydi mayk.


"evet artık zamanı geldi, bitireceğim, daha fazla sabretmenin yararı olmuyor. yeterince uzadı zaten bu olay. diye homurdadı mayk. elindeki şişeden bir yudum daha aldı, sağ koluyla ağzını silerek devam etti "ben gidiyorum, 25 dakikaya dönmezsem içeri gir" dedi. ve cimi'nin sözünü beklemeden arabadan aşağı indi. yağmur biraz daha etkisini gösteriyordu. kabanın yakalarını yukarı kaldırdı üstüne şöyle bir çeki düzen verdi. etrafı kolaçan etti ve kendinden emin adımlarla yolun karşısına geçti.


dönen merdivenleri çıkarken heyacanı artıyordu. kapıya vardığında ise artık soluk soluğaydı. kapı aralık kalmıştı hafifçe araladı kendi geçebileceği kadar kapıyı içerde kimse görünmüyordu ki, arkasından gelen sesle irkildi. beyaz önlük giymişti ve elindeki garip aletlerle gözlüğünün üstünden bakarak içeriyi işret etti. istemsiz olarak odaya yöneldi ve bir iki adım attı.


kendine geldiğinde ağzının uyuşmuş ve şişmiş olduğunun farkına vardı, hissetmiyordu, yavaşça sağ eliyle yokladığında eline kan bulaştı. artık dişi çekilmişti.

bu sabah yağmur var istanbulda

Posted: 10 Aralık 2010 Cuma by wildceno in
0



cidden yağmur var ondan öyle yazdım. aklında o mahsun parça depreşenler de şöyle buyursun dinlesin.

ben yağmuru sadece karadenizde seviyorum onu anladım. başka yerde yağınca içim burkuluyor hevesim kaçıyor. acaba memleketim ünye'yi aldatıyor bu yağmurlar diye mi sıkılmakta canım bilmiyorum. birde son yıllarda yağmur yağarken dışarı çıkmaktan hoşlanmıyorum artık. evde oturmak çay içmek daha bir iyi oluyor sanki.

benim sevdiğim yağmur, karadenizin dağlarında kendini bırakır yükseklerden
sanki yağarken bir maksadı varmışcasına
hayat verirmişcesine
yeryüzüyle yeşil, sarı her renk yaprakla sevişircesine
bazen çisil çisil
bazen hırçın
yağar

hem keyif alırsın ıslanırken yeşil yaprakların arasında
iliklerine inen yağmur huzur verir
çatıya düşen damlaların neşeli sesleri
en güzel ninilerden biri gibi gelir
sıcak odun ateşi buğulanan camlar
bardak taki sıcak çayın buharının yüzüne vurması camdan bakarken yağmura
aşık olursun damlalara

bazen gelişini duyarsın uzaklardan ayak seslerini
bazen gişi ardından baka kalırsın ufuklara
bıraktığı izler gizemlice toplanmaya giderler
buhar olup
hayat nefes alır birkez daha
bir dahaki yapmuru beklersin gizlice

kpss

Posted: 7 Aralık 2010 Salı by wildceno in Etiketler:
0



ilk şunu söylim ki kpss puanı satın alınır acil.

bu facebooktaki kandırmaca olayına üzüldüm moruk, sende üzül biraz kendini tartış. ne bu benim halim nolacak de. de hadi yap bunu.

bir de kpss var, hayatımızda benim için önemli olan puanı. ama herkes için farklı anlam içeriyor. bazıları sorularını seviyor onun için sorularını satın alıyor. bazıları ritüelini seviyor her hafta sınava giremese rhatsız oluyor. öyle bir titreme bir huzursuzluk doluyor insanların içine. bende diyorum ki bana puanılazım. az kullanılmıs, ikinci el kpss puanı satın almak istiyorum.

bak bir fikrim daha var bu kpss pop quiz gibi olsa süper olur ha moruk. böyle işte yolda evde aniden yetkililer gelip sınavı yapıp gitseler. kopyanın önüne geçmiş oluruz. kim düzenli çalışıyor kim çalışmıyor çıkar ortaya. hele birde 2 vize 1 final +yaz okuluna 70 barajı ile girersen varya on numara sektör olur moruk.

bazen kendimi sorgulamak istiyorum. sorular sormak istiyorum kendime. ama haribden. karanlık odaya alacam kendimi sandalyeye oturtacam kafam armut ampulu asıp soracam, "olay saatinde nerdeydim" "tanığım varmı" gibi sorular sormak hevesindeyimde. şartlar olgunlaşmıyor o havayı yaratamıyorum bir türlü.

tatil planı yapmak kadar zor iş yok moruk harbiden.

dolmuşa bindiğimde ön cama 4 tane pusula yapıştırılmıştı. hani niye dört taneydi, araçta niye pusula vardı. şoför kendini bir deniz altının kaptanı gibimi görüyordu bilmiyorum ama araç farklı yönlere gittikçe farkına vardım ki 5. pusula şart, la bunların 4'üde bozuk.

bu arada başlık kpss iken şöyle bir şey vuku bulmuş vakti zamanında

yazımı burda noktalarken gaziantep üniversitesinden takipte olan vatandaşlara bir duyrum var. bahar döneminde bir TTnet etkinliği gerçekleştireceğiz sanırım burdan duyurmak istedim.

zararsız

Posted: by wildceno in Etiketler:
0


merhaba.

yazıya başlarken selam verme işini bir türlü oturtamadım. hep o kısımda takılıyorum. şimdi de merhaba dedim. geçenlerde bir yerde duydum; merhaba da benden size zarar gelmez demekmiş.

biri gelip ilk sana benden sana zarar gelmez diye başlasa nasıl kıllanırsın. nuri alço gibi, gazozuna şeker mi atmaz, meyhane merdivenlerinden aşağı itip bir kız daha kötü yola düştü deyip espiri mi yapmaz, yumurta sarısıyla şaka mı yapmaz.

hadi böyle düşünmüyorsun, buna ne diyeceksin "merhaba bu gece birlikte uyuyalım mı?"
noldu birden fikrinin değiştiğini hissediyorum.

bu arada yeni yıla nekadar az kaldı farkındamısın. yılbaşı akşamı olsada kopsak olayına karşıyım ben, her akşam kopmalı yılbaşı akşamı hesap yapmalı. düşünsene 2010 u bir daha göremiceksin, borcu varsa sana üstüne yatar bir daha alamazsın söylim. o akşam alacak verecek ne varsa hesaplaşıp defteri öyle kapatacaksın. hersene yeni yıldan beklentilerimizi söylüyoruz oda kabul edip geliyor, arkadaş benim beklentilerimi vermiceksen gelme değilmi.

üsteki pragraf biraz uzunca oldu sıkılmadan okudysan helal olsun, ama öyle deme içinde gizli sosyal mesajlarda var.

bu arada facebookda çocuklara uygulanan şiddete karşı eylemler yaptınız. niyet iyi ama işlevsiz be moruk. tabi temel reis bu, nelere kadir. höt deyince adamlar korkar kaçar. o da değilde şimdi siz elinizden geleni yapmışmı oluyorsunuz bu resimleri koyarak onu anlamdım. sosyal sorumluluk bumudur? bu arada herkes yapıor ama niye yaptığını bilmeyende çok var hatta niye yapıldığı hakkında 2-3 ayrı fikir de mevcut.

blog yazmak için en uygun yer dolmuş ben onu biliyorum. hani bazılaırnın kafası wc de çalışır benimkide dolmuşta çalışıyor. insanları orda gördükçe aklıma türlü türlü laflar geliyor. tabi eve gelip bloga yazana kadar unutyorum. dolmuşta kendi kendine sırıtan birini görürseniz ben olma ihtimalim var yani. bu arada favori dolmuşum gebze-harem.

uludağ uzaktan el sallıyor :))

dönüş

Posted: 5 Aralık 2010 Pazar by wildceno in Etiketler:
0

...nabersin?

epey de oldu maşallah, görmeyeli serilmiş yaymışsın, gürbüzleşmişsin. en az bir 10 kilo almışsın öyle diyeyim.

bu arada epeyde yazmadım, her gürdüğünüz yerde "nettin moruk yazmıyon hiç, yoksa mı bırakıyon mu?" gibi sorular mailller faxlar smsler mmsler yağdı durdu aylar boyunca. baktım olcak gibi değil okuyucuya tepkisiz kalamadım.

şakala yok öyle iletişim yollarını kullananlar, bir iki kişi yolda görünce nettin hacı blog yazmıon gibi laf arası iki kelime etti. bekledim ki hani biride çıkar arkadaş bir blog vardı noldu der.

o değilde diğer yazar vatandaşlarımızda yok piyasada, arda malum antepe tramvay getirecem diye söz vermiş onunla uğraşıyor :D
diba ise en son duyduğumda çok sinirliydi, korktum dövecek beni diye, birde kızdan dayak yedi diyecekler dalga geçeceklerde, hepimizi döver cüneyti bile döver. burdan diba ya şanşlar dileyelim hep birlikte. evet ellerimizi birleştiriyoruz...

Bu arada pekçok sosyal ağı uzaklardan seviyorum artık, facebook olsun twitter olsun isterse friendfeed froumspirngi tanımıyorum zaten. Artık platonik takılacam bu mekanlarda, benim sadık yarim blogumdur dedim. bastım bağrıma.

Az önce yaşandı kavuşmamız, sele suya gitti ortalık. eski günlerden bahsettik. nostaji falan yaptık. bir birimeze eski şakalardan yaptık. ilk başta biraz soğukda olsa zamanın külleri çabuk kalktı üzerimizden. eski dostum, kadim insan. özlemişim seni.

bak sana sevdiğim yazılardan numuneler sunayım.

Gay
bu başlıkta hem sanal ağ-lemin (kelime oyunun farkına vardın mı?) sakat yanlarına, hemde hayattaki gerçekliklere ironik bir yaklaşım yapmışım.

thank you facebook
yine burda da tüm iternet bağlamında facebook'u almışım göz önüne demişim vay seni misin.

birde burdan yak
bu yazımda stresli keyfili afiilli öğrencilik günlerindeyim. mühendis öğrencinin proje sınav ve kültürel hayat ikileminde nasıl sıkıştığını inceliyoruz hep birlikte.bu yazıda da moruk bol bol okuldan kaçıyor.

değişmek lazım
bu yazıda ise hayatı bulacaksınız. aşk sevgi dostluk siyaset.

geceye nazır
anlatmaya kelimelerin yetmediği bu ayzı okunmaya en değer yazılardan

beni sorma ben iyiyim
eğer birde şiir ile konuyu noktalamak istersen dene bunu akşam yatmadan 1 doz al



Bu da izlenesi bir evlilik anatomisi