paracard

Posted: 30 Ağustos 2010 Pazartesi by wildceno in Etiketler:
0




ganrati diye bir banka var yaradan düşmanımı düşürmesin. bataklıktan fena çırpındıkça batıyorsun. bu bankada hesap açtırmak ibi bir aptallık yaptım. bankamatik için kart göndermeleri gerekiyorya olaylar bu bankamatik kartının gelme sürecine ilşkin.

hesap açtıralı 3hafta geçtikten sonra başlayan trafik şöyle devam etti, şubemle yaklaşık 4 telefon görüşmesi, birde müsteri temsilciliğiyle görüşme, birdefa bizzat şubeye gitmemle 1.5 ayı buldu. bu seferde internet üzernden şikayet formaları ve mailler göndermye başladım.
yukardaki resim granti bankası şikayet formu.

şöyle yazdım kendilerine
bankanız 1.5 ay süresinde parakartımı bana göndermeyi başaramadı. kimi kutlasam bilemedim. bu konuda yardımınız rica edecektm, acaba sizi mi kutlayayım, kuryenizi mi?

bunu da kuryenet'e mail olarak gönderdim.
Ben wildceno. Hizmetinizden son derece memun kaldığım için bu maili
size göndermeyi bir borç bildim. Garanti Bankasının bana gönderdiği para
kartımı 1.5 ay içersinde bana ulaştıramamış olmanız büyük başarı,
kutlarım. İnanın böyle büyük bir başarıyı kimlere söylesem bu mutluluğu
kimlerle paylaşsam bilemedim. Kartın son kullanım tarihnden önce bana
ulaştırmak gibi bir niyetiniz var mı? Yoksa benim kartımı ilerde
torunlarınıza göstermek için saklamayı mı düşünüyorsunuz?

bunarın ardından takribi 3 gün içinde teslim etmeyeyazmışlar

kurye işyerine ulaştırmış teslim etmiş ama. saolsun bizim güvenlikçi arkadaşlar benim telefonumaram onlarda yok die geri iade etmişler. yine hüsran. komple dalacam, ben bunlara, birde güvenlikçi kadın ile aramızda eçen konuşma
-merhaba, senin adın wildceno idi değilmi
-evet,
-geçen senin kart geldi de biz senin telefon numaran olmadığı için geri iade ettik onu
-höö, iyi yapmışsınız, valla süper.

daha sonra akşam kuryeneti aradım ama müşteri hizmetleri aradığım saatlerde çalışmaıkları için telefonu suratıma kapattı.
akabindeki hafta içi gün içerisinde başka bir telefon olayı ise şöyle.
kuryeneti aradım herkes bir baska subeye yönlendirdikten sonra 4. şubede biz onu teslim ettik dedi. sanırım başa dönücez. bu sonsuz döngüye girecek ondan korkuyorum

bir başka telefon konuşmasında ısrarla tekrar yönlendirme istedim.ve kart 2 gün içinde teslim edildi.
aradan bir kaç gün sonra, ganranti bankası beni düşündüğünden bana bir kredikartıda çıkarmış kartın akibetini şöyle öğrenik.
antepten kurye net yetkilisi aradı
bir adres söyledi ...kendisi benim adresimmiş. dünyaa öyle bir adres mevcutsa bile ben bilmiyorum en azından. benim antepte oturduğum tüm adresleri birleştirip bir adres yapmışlar. 2 mahahle 3 cadde türkçedeki en uzun apatman isminden oluşaun bir paragrafı adres olarak tayin etmişler bana. çok duygulandım çok gurulandım da, garanti bankası benim gaziantepteki geçmişime nasıl ulaşmış, zira ben antepteykenbu gankayla işim olmadı veya daha sonra bakada antepteki geçmişimden bahsettiğimi ahatırlamıyorum. hani ulaştıysa beni niye ordan aramaya başlamış, türk filmi gibi, kurye netin elinede sunnetlik fotoğrafımı verip beni aramasınımı söylemiş merak ettim doğrusu. acaba kuryenete doğum izlerimden tanıya bileceğinide söylemiş midir?
bu ara kartın iadesini istedim daha fazlasına kalbim dayanmayacak. garanti bankasından bir kart daha alamam

patron-III

Posted: 26 Ağustos 2010 Perşembe by wildceno in Etiketler: ,
0

previously on patron


ilerlerken çarptığı sandalyenin yere düşmesini göz ucuyla takip etti ve bir adım daha atarak camın kenarına geldi. yavasça camdaki buharı sildi, silmek istediği aslında buğulanan gözleri mi yoksa son 6 yılda hayatınadüşen gölgelermiydi bilemedi.
önce öylece baktı dişlerini ve yumruklarını sıktı, sinirlerine ve öfkesine nasıl hakim olmaya çalışıyordu. sonra çam ağacının dibindeki masada ağaca yaslanmış sigara içen hakkı'yı fark etti, kimse bu masada öyle yayılarak oturmazdı. aslında tam olarak oturmada denmezdi. oturcaklara uzunca oturup ağaca yaslanır ayaklarını yukarı masanın üzerine atar, hakki koçuğunun kapşonunu kafaya çeker ve dünyanın en önemli işini yapar gibi sigarasını içerdi.

sigarasından bir derin nefes daha aldı, çam dallarının arasından gökyüzünü seçmeye çalışarak üfledi. sigarayı başparmağı ve orta parmağının arasına sıkıştırarak ileriye doğru fırlattı. arkadan gelen sesleri duysada bunları önemseyip hiç kıpırdamadı bile. yerlerdeki ağaç yapraklarının çıkartıkları sesleri seviyordu. ama onu mutlu etmek için daha falza dökülmüş yaprak lazımdı. zaten bunlara ona göre zaten ağaç da değildi. ancak ağaçcıklar olabilirdi.

"naber moruk, yayılmışsın yine mekanına" dedi musa, hakkının karsına otururken. aslında hakkı onun gıcık aldığı tipik özelliklerin hepsine sahipti ama, bu çocukla garip birşekilde çok iyi anlaşıyordu.
"ne olsun moruk, geldik yine işte, neyaplım" diye geçiştirdi.
-başın saolsun tekrar.
-dostlar saolsun. hafifçe yerinden sallanarak masanın üzerindeki paketti sallayarak iki sigara çıkarttı ve musaya uzattı, birer sigara yaktılar.
"eee sen neyaptın anlatsana" diyerek doğruldu başını masaya koyduğu kolları arasına aldıı. bu halile onu uzaktan gören tinerciye bile benzetebilirdi.
"bilidndik hikayeler, pedere resti çektim geldim işte" dedi musa. eskiden böyle şeyleri pek tiye alırlar saatlerce geyik yaparlardı ama, bu sefer ikiside geyik yapmak niyetinde değillerdi.
sigaradan derin bir nefes aldıktan sonra hakkıya gözlerini kaldırarak baktı,
- baksana.... duraksadı.
hafiçe başını kollarının arasından kaldıran hakkı musaya doğru baktı ve sigaranın gri dumanını üfledi.
-boş ver.. deyip masadan kaltı musa. artık ne diyeceğinden ve ne yapacağından pekde emin değildi.



ramazanı şerifleriniz hayrola

Posted: 25 Ağustos 2010 Çarşamba by wildceno in Etiketler:
0


ramazan ayı malumunuz efenim, dolasıyle bu ayın gelenek ve göreneklerinden bahsetmez isek hicap etmiş oluruz efenim.
bu ayın en büyük geleneği "nerrrdeeee eski ramazanlar" demekten geçer. peşine de şu mısralar vuku bulmaz isler "eskiden ramazanlar böylemiydi.." pekde hoş ayılmazlar.
yanlız bir de yeni geleneklerimiz var. bu ayda facebooktan konu ile alakalı videolar yazılar resimler paylaşmak geleneklerimiz arasına yerini alrıken. kutlama mesajlarının yerinden zaten bahetmicem.misal yukardaki karikatürü göremyen kalmamıştır.
baya ciddi bir giriş oldu hafız ramazandan olsa gerek. şekeri düşüyor insanın ondan sanırım.
----
sizlere bunları demet demet sunacaktım ama ilk malzemem gidince hevesim kaçtı. ( yukardaki paragrafı önceden yazmıstım). malzeme malumunuz facebooktandı. arkadaşın biri paylaşmış saolsun, sevmiştimdir hep palaşan arkadaşları. bir ara en paylaşımcı, en sağlam paylaşımcı en boş beleş paylaşımcı arkadaşları liste ahlinde afişe edeceğim.
vatandaş profilini silmek ve veya beni engellmek yöntemlerinden birine başvurarak videoya erişimimi ortandan kaldırmak bir vesilesiyle. (bu kelimeler bu gece merak saldım anlasılan) tüm blog yazma hevesimin de içine etmiş bulunmaktadır.
---{1saat sonra edit}
işte vidyolara dair kısa özetler
ilk videomuz kamu araştırması yapan bir televizyona ait soru Türkiye'de ilk önce nerde oruç açılır?
gençlerimiz yaşlılarımız, tabi kongreye yoğun ilgi göstermişlerdir.ilk belirlemelere göre izdiham sonucunda 2 kişi havale geçirerek en yakın sağlık evine gönderilmiştir. sağlık evine ulaşamayan ekipler 2 kişiyi cami avulsuna, üzerine not bırakarak terk etmişlerdir.

kongrede bir birinden ilginç araştırmaların sonuclarını açıklayan yerel halkımız, isveçli bilim adamlarına taş çıkartan sonuçları gözler önüne sermişlerdir. kongreye tokattan katılan ve alfabe üzerine araştırma geliştirmeler yapan sayın talat harfsayan a harfiye başlayan ilk ilimizin tokat olduğunu ortaya koymuştur.
bir sonraki katılımcı şimşek yurtseven ise coğrafi ve histoloji ayrıca astronomi biliminden yararlanarak istanbulun Türkiye'ninkalbi ve en doğusundaki şehirlerinden olabilirken batıya yakınlığıylada göz doldurudğunu belirtmiştir. ayrıca sayın yurtseven istanbula gerekirse ileri uçta ikilinin arkasında da oynatılabileceğini bu bakımdan çok emhemiyet arz ettiğini sözlerine ekelemiştir.

bir diğer vidyomuz ise geçlerimizi yakınan ilgilendiren halk arasında cs olarak tabir edilen counter strike savaşından gelen son haberler ile ilgilidir. elcezire istanbul muhabirlerinden alıdığımız bilgilere göre dust_2 ateşkes antlaşması için bir araya elen eşkiya ve eşkiya sevmeyenler timi dust_2 yerel saatine göre saat 20:03 de iftar yemeği için bir araya gelerek konuyu masaya aytırdılar. bir ara iftar için top patladığında gergin anlar yaşansada, alınan bilgilere göre bu gerginlik kısa süre de atlatıldı.

haberlere ilişkin detaylı bilgiler ana haber bültenlerinde

{4 saat sonra edit}


bak dayanamadım gene araşırdım buldum senin için

karla bonoff all my life dinle kendine gel {buda bonus}




{4ucuk saat sonra edit}
[bu arada blog yazarım diba'dan haber alamayalı aylar olmuştur, hayati durumundan endişe etmekteyim. nerdesin moruk diyorun kenisine]


{4 kaçık saat sonra edit}
bu arada patrona en kısa zamanda dönüş yapıyorum. eski sayılar burdan
patron II
patron I