Demiştim artik yazmayacagim moruk, guya ben de artik dert yanmayacaktim. Efkarlari abartmayacaktim oylece kendi haline birakip bosverecektim. Kaderin boyle imis deyip boyun egip yuruyecektim hatta artik belki mutlu olmaya cabalayacaktim.
Artik dilim varmiyor anlatmaya bu kalemi kirilmis hikayeyi. Ama buraya not olsun hic birsey eskisi kadar da basit degil, de ki hayat tamamen tesadufen basina gelmeyenleri horgormek ve tesadufen olanlari basari saymak
Moruk gecenin 4 ünde en aşağı 4 paragraf yazmisligim var cevap olarak. En son büyük cocugun sütünü icirirken küçük çocuk ağlamaya başladı derken kazara kimse okumasın diye kilit ekranına aldım derken şarj bitmiş sabah bir oldu tüm eserim yerle yeksan olmuş. Ama anafikirde aşağıdaki gibi bir cikarimim var
Bir şehre ilk defa geldiğinde gectigin yollar hep up uzun gelir sanki saatlerce gidiyormuş adına ancak oraya yerlestiginde bir bakarsın meğerse küçücük bir yermiş.
Hayatımızda böyle aynı seyleri tekrar tekrar yaşarsak küçük bir omrun içine hapsolmuş gibi oluyoruz. Ancak yeni şeyler yaşamaya karar verdiğimiz anda Einstein amcamizin da ruhu huzur buluyor ve zamanın göreceli olduğunu anlıyorsun.
Bu hayatta ikinci bir teoremim pratikte zeki bir insan ne olmak isterse onu olabilir. Yani bazen başka bir şey olmayı isteyip yola çıkmak gerekiyor. Niyet temiz olduktan sonra yol bir yere varmasa da manzara iyi oluyor. Saygılar sevgiler hürmetler
İmza: birvarlık mücahidi